Silmek İstediğinize Eminmisiniz ?

Eminseniz Lütfen Evet'e Basın.

WhatsApp: +90 552 455 13 03       Telefon: +90 552 455 13 03



2023 YILI BOLVADİN KARABAĞ OVASI TARIM FAALİYETLERİ HAKKINDAKİ GÖZLEM, İZLENİM VE DEĞERLENDİRMELERİMDİR.

2023 YILI BOLVADİN KARABAĞ OVASI TARIM FAALİYETLERİ HAKKINDAKİ GÖZLEM, İZLENİM VE DEĞERLENDİRMELERİMDİR.

Ovamızda uzun yıllardır kuru tarım faaliyeti yapılırken son yıllarda arazilerimizde ortakçılık yapan ve birkaç genç çiftçinin gayretleriyle sulu tarıma da başlanmıştır. Suyun getirdiği bereket ile pancar, silajlık mısır ve tohumluk ayçiçeği üretilmeye başlanmıştır. Bütün bunlar sevindirici faaliyetler olup ovamızın yeşile bürünmesiyle gönüllere ferahlık vermektedir.  Bu yıl şükürler olsun, Allah’ın rahmeti de bol olduğundan özellikle kuru tarım alanlarında son yıllarda az rastladığımız yüksek bir rekolte elde edilmiştir.  Ancak atalardan beri yörenin geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık faaliyetlerinde son zamanlarda yaşanan sıkıntılar, beraberinde getirdiği zorlukları üreticinin üzerine boca etmiştir. Aşağıda madde madde izah edeceğim hususlar bilinmeyen problemler değildir. Ancak ihmaller zinciri üreticiyi üretimden adeta kaçarak uzaklaştırmıştır. Yaşı yetmişin üzerinde bir çiftçi olarak, uzaklaşmış üreticinin 2.3. nesil çocuklarına danışmanlık yapmam beni mutlu etmiş olsa da gelinen nokta aslında içimi acıtan bir yaradır. Aşağıda yazdıklarımla kimseyi suçlamak, eleştirmek gibi bir niyetim yok. Yazdıklarım, eli kalem tutan bir çiftçi tarafından dillendirilen gerçeklerdir. Sıkıntıları kolay anlaşılması açısından mevcut durum ve çözüme katkı sağlayacak öneri şeklinde ele alacağım.

1-MEVCUT DURUM: Küresel iklim değişikliği tarım faaliyetlerini olumsuz etkileyen en büyük etkenlerden biridir. Bazen kuraklık, bazen don, bazen aşırı yağış, bazen de sel gibi afetler üreticilerin korkulu rüyasıdır.  Son zamanlarda devletimizin de belirli oranlarda sigorta desteği ile sigortalama işleri rağbet görmeye başlamıştır.  Ancak arazi sahipleri ile arazileri ortakçılık suretiyle üretime hazırlayan kişilerin farklı olması ve bu oranın da oldukça fazla olması dolayısıyla sigortalama işleri istenilen veya beklenen oranda gerçekleşmemektedir. Özetle arazi sahipleri bölge dışında hatta yurt dışında iken ortakçılık yapan kişi köyde ikamet etmektedir.

ÖNERİ: Sigortalama işlemleri basitleştirilmeli, bürokratik işler minimuma indirilmeli. Dışarıda ikamet edenler için sigorta yapılırken illa kendisi olacak, ya da noterden vekâlet olacak dayatması olmamalı, en fazla tereddüt hâsıl olursa muhtar tasdiki yeterli olmalıdır.

2- MEVCUT DURUM: Üretici bu yıl biçerci, nakliyeci, tüccar ve Toprak Mahsülleri Ofisi cenderesi arasında kalmış ve adeta pestili çıkarılmıştır. Biçerci, nakliyeci cenderesi derken akaryakıt fiyatlarına tam da hasat zamanı yüksek oranda zam yapılması üretici ile biçerci ve nakliyeciyi karşı karşıya getirmiştir. Önceden yapılan pazarlık iptal edilmiş; zam sonrası yeni tarifeden ücret alınmıştır. Özellikle nakliyecilerin yüksek ücret alması üreticiyi fazlaca üzmüştür. Asıl öldürücü darbe ise Toprak Mahsulleri Ofisinin 2 yıldır randevu sistemi getirmesi dolayısıyla üreticinin ürününe hem kota koymuş hem de üreticinin ekinini biçtirdiği güne hatta çok sonrasına bile randevu vermemiştir.  Randevu alamayan, ürününü satmak için kapı kapı dolaşırken devletin açıkladığı arpa fiyatı 7 TL + 50 kuruş prim iken kapısını çaldığı tüccar 5-5,5 TL aralığında alım yapmaktadır. Bu fiyat geçen yılın fiyatından da aşağıdadır.  Yani üretici çaresizlikten bu durumda kilo başına 2 TL gibi büyük bir kayıp yaşamaktadır. TMO yetkilileri ürününüzün tamamını alacağız acele etmeyin diye beyanat veriyor ama üretici nazarında bu husus çok nazarı dikkate alınmıyor. Şöyle ki, ürün sahiplerinin çoğu benim gibi orada ikamet etmiyor.  Fazla uzağa gitmeden söylesem 2 yeğenim Bursa’dan, 2 yeğenim Belçika’dan, komşum Ankara’dan ve bir başka arkadaşım Ankara’dan kısa süreli izne gelip ürünlerini biçtirmişlerdir. Bunların TMO’nin acele etmeyin sözüne itibar etmeleri mümkün değildir. Bir an önce işlerinin başına dönmeleri gerekmektedir. Gidip kuzu kuzu tüccara ürününü verecektir. Bekletsin diyebilirsiniz. Bekletmesi için koyacak yerleri yok. Bırak koyacak yeri benim gibi kalacak yeri bile yok. (Ben şahsen abimlerde misafir olarak kalıyorum.) Ben randevu konusunda şanslı olsam da başkaları benim kadar şanslı olmadı maalesef.  Yetkililerden acil ve kalıcı çözüm bekleniyor. Üretici memnun değil. Ne dediklerini varın siz hesap edin, ben yazmayayım.

Bir başka husus da ikinci bir iş, işçilik ve nakliye durumu ortaya çıkıyor ki zaten iyice artmış olan maliyeti bu durum yeniden artıracaktır. Benim satırlara sığdırmakta zorlandığım durumu bir büyüğüm bir cümleyle özetledi ve ben dondum kaldım.  Dedi ki, “Rabbim bu yıl bereketini bol verdi ama birileri de bu bereketin üzerine çöktü aldı götürdü bereketi, bize yine çilesi kaldı.”

ÖNERİ: Üreticiye hiçbir faydası olmayan üstelik çilesini iyice artıran randevu uygulaması derhal kaldırılmalıdır. Bu biçerci, nakliyeci ve TMO üçlüsü randevu sistemi ile çileye dönüşmüştür.  TMO önünde kuyrukta sıra beklemek bu işkencenin yanında çok daha ehven idi. Özelde yaşanan sıkıntıları burada yazmadım bile.

3-MEVCUT DURUM: Ziraat Odası adıyla aidat toplamaktan başka etkinliğini görmediğimiz, çiftçinin muhatap olduğu, yaşadığı, yaşayacağı problemlere yardımcı olması gereken bir kuruluşumuz varken, üretici mum yakıp destek verecek birilerini ararken maalesef bu kuruluşumuzdan kimse ortalıkta yoktu. Sadece o mu? Yerel yöneticilerimiz, siyasilerimiz, vekillerimiz de yoktular.  Özel bir bankanın yetkilisi ürün teslim ederken devletin masasının yanına masa atıp üreticiyi kendi bankasına müşteri yapmak için yalan yanlış beyanlarla kafa karıştırırken Ziraat Odamız orada olsaydı, aidatını aldığı üyesini uyarsaydı, randevu almasını beceremeyen üyelerinin randevularını alsaydı kötü mü olurdu? Kimi kime şikâyet edeceksin? Kimden medet umacaksın? Bilen varsa beri gelsin bize de anlatsın.

ÖNERİ: Ziraat Odası ya kanunla kendine tanımlanan görevini yapsın ya da Allah aşkına çiftçinin kamburu olmaktan devlet bizi tez kurtarsın.

4-MEVCUT DURUM: Yukarıda kısmen izah etmeye çalıştığım üretici profili artık değişmiştir.  Arazi sahiplerinin pek çoğu ve bunların evlatları toprak karın doyurmayınca büyük şehirlere göç etmişlerdir.  Ancak güç şartlara rağmen hem bütçelerine küçük katkı sağlamak hem de ülke üretimine destek olmak amaçlı arazilerini kimi ortakçılık yapmak suretiyle, kimi de parasıyla veya yakınlarının ekipmanlarıyla ekip biçme işini devam ettirmektedir.  Bu da beraberinde birtakım zorlukları getirmiştir.  Yukarıda ürün teslimatı hususunu anlatmıştım. Burada da gübre ve mazot desteğindeki bu yıl uygulanan yanlışlığa değineceğim.  Her yıl hızla artan girdi maliyetlerine rağmen devede kulak misali yapılan mazot ve gübre desteği ödemesi nakit yerine bu yıl belirli yerlerden sadece gübre ve mazot alımı şeklinde uygulandı.  Bu şu sıkıntıya sebep oldu. Şöyle ki, destek benim gibi arazi sahibinin hesabına yattı. Ama benim traktörüm yok. Benim gibi pek çok kişinin de traktörü yok. Gübre alımına zaten hiç girilmedi. Verilen destek ile birkaç torba gübre alınabiliyordu.  Böyle olunca şu ortaya çıktı. Arazi sahibi ya ilgili ve yönlendirilen petrol istasyonuna gidecek, yetkili ile pazarlık edip komisyon karşılığı parasının bir kısmını mazot almadan para alacak; ya da tanıdığı birine pahalı aldığı mazotu ucuza tekrar satacak. Sevgili Tarım ve Orman Bakanım, ne istersin bu garip çiftçiden de böyle zulüm üstüne adeta zulüm eklersin? 

ÖNERİ: Çiftçiyi, üreticiyi gerçekten ayakta tutacak miktarda dünya standartlarında çiftçilere genel bütçeden ayrılan yüzde oranında destekleme yapılmalıdır.  Ya da üreticiler olarak, arazi sahipleri olarak devletimizle ortaklık yapmak istiyoruz.  Toprağın ihtiyacı olan gübreyi, yetecek kadar mazotu kendin ayarla. Mühendislerin üretimin her aşamasında verimi artıracak gübre, ilaç, sulama gibi işlemleri denetlesin.  Arazisinde kendi çalışma imkânı olan gelip çalışsın. Çalışma imkânı olmayanın yerine de işçi tutup çalıştırılsın ve hasat sonrasında üreticinin alacağı hissesinden kesilsin. 

5- MEVCUT DURUM: Eskiden benim gençlik yıllarımda herkes kendi arazisini işletirken birkaç saat kuyrukta beklesek de ürünümüzü Toprak Mahsulleri Ofisine teslim ederdik.  Elimize bir fiş verilir, o fişle yönlendirilen bankaya gider ürünümüzün parasının bir kısmını o gün alır; kalanını da en geç bir hafta içinde alırdık.  Mahsulümüzü biçtirdikçe farklı günlerde teslim ederdik.  Ne biçerci ile ne nakliyeci ile ne de TMO ile problem oluşmazdı. Şimdi ise yukarıda altını çizdiğim üretici profili değiştiğinden arazimizin bulunduğu yerdeki bankadan değil de ikametimizin bulunduğu yerden banka hesabı açtırdığımızdan TMO’nun kullandığı sistem ile uzaktaki bankaların sistemi uyumlu olamıyor nedense?  Şahsen geçen yıl da aynı sıkıntıyı yaşamış, tanıdık bir dostun tavassutu ve ilgilenmesiyle paramı almıştım. Şimdi aynı sıkıntı bu yıl da oluştu. TMO’nun anlaştığı bankalardan TMO hesabı açılacakmış. Denizli’den tekrar açtırdım. İki gündür banka ve ürünü teslim ettiğim Çay TMO arasında telefon trafiği yaşıyoruz. Hâlâ sistemde hesabım pasif görünüyormuş. İlgileniyorlar sağ olsunlar ama günümüz teknolojisi ile kısa sürede çözülmesi gereken bu teknoloji uyumsuzluğu nedendir anlayabilmiş değilim?

ÖNERİ: Gözünü sevdiğim yetkililer ya garabete çözüm bulun ya da eskiden olduğu gibi elimize fişi verin biz gidip kendimiz alalım.

Bedenen yoruluyorduk zaten de billahi zihnen de yorulduk.  Allah sonumuzu hayretsin.

21.7.2023

İsmet Kapusuz

Bolvadin Karabağ Ovası Çiftçilerinden

Değerli Eğitimci & Çiftçimiz İsmet KAPUSUZ Beye, Bol-Dav'ın "24 Eylül Ruhunu Yeniden Ayağa Kaldırmak İçin Bolvadin'i Düşünme Vakti. Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Kodlarımızı Yeniden Yazalım mı? "projesine verdikleri 2023 Yılı Bolvadin Karabağ Ovası Tarım Faaliyetleri Hakkındaki Gözlem, İzlenim ve Değerlendirmelerimdir. Konulu fikir, destek ve önerilerinden dolayı teşekkür ederiz.

BOL-DAV BOLVADİNLİLER DAYANIŞMA VAKFI

Not:Fikir ve Görüşleri Yazara aittir.

Paylaş