Silmek İstediğinize Eminmisiniz ?

Eminseniz Lütfen Evet'e Basın.

WhatsApp: +90 552 455 13 03       Telefon: +90 552 455 13 03



BEYAZ LALELER İLÇESİ BOLVADİN

BEYAZ LALELER İLÇESİ BOLVADİN

Bol-Dav’ca başlatılmış olan "24 Eylül Ruhunu Yeniden Ayağa Kaldırmak İçin Bolvadin'i Düşünme Vakti. Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Kodlarımızı Yeniden Yazalım mı? "projesine katkı sunmak adına Cumhuriyetimizin 100. Yılında benim de fikrim var düşüncesiyle bazı şeyleri düşünen beyinlerin idraklerine yeniden hatırlatmak adına, kâğıdı, kalemi vesile kılarak, aklımın süzgecinden geçen, kalbimde yoğrulan, ama zaman zaman da boğazımda düğümlenen aşağıdaki satırları özellikle ve öncelikle aklı selim Bolvadinli hemşerilerimle ve gençlerimizle paylaşmayı uygun gördüm.  

Sizlerle paylaştığım daha önceki uzun yazılarım da şu sözlerimi hatırlarsınız. “Bolvadin ne Bolvadin de yaşayanlara büyük ne de Bolvadin dışındaki Bolvadinlilere küçüktür. Kimse Bolvadin yalnız Bolvadin de yaşayanları ilgilendirir, hayat bizim, rahat bizim, huzur bizim, dert, tasa bizim ne hakkınız var ki dışarıdan gazel okuyorsunuz diyenlere, diyemezsiniz demiştim.” Çünkü Bolvadin de veya Bolvadin dışında yaşayan bir Bolvadinlinin memleketine aidiyet duygusu vardır. “Hiç değilse kabristanında da bir atası, bir kardeşi dost, akraba ve yareni yatmaktadır.” Zaman gösterdi ki bizim bu satırlarımız birilerinin vicdanına dokundu haklısınız Hasan Bey, haklısınız “Birililerinin bu toplum için düşünmesi lazım gelir” adeta bir manifesto niteliğindeki kaleme aldıklarının hepsinin altına imzamızı atarız demişlerdi. (2010)

Aradan geçen bunca yıl elbette beni değiştirdiği gibi bir çoklarımızı da değiştirdi. Belki temel değerlerimiz değişmedi. Bununla birlikte toplum kendi oluşturduğu veya baskın fikirlerin veya konjektürel gelişmelerin etkisiyle ana hedeflerimizden bir bir uzaklaştık. Can siper savunduklarımızın altını dolduramadığımızdan, esen her rüzgârın savurmasıyla maalesef sağa sola yalpalar olduk.

Yine satırlarımın devamında “İdeal bir İnsan, memleket ve medeniyet oluşturmanın gayreti içerisinde olmalıyız. Bunun için de ideal öğretmenler, ideal öğrenciler, ideal liderler, ideal yöneticiler, ideal sanatçılar, edebiyatçılar, ideal din görevlileri, ideal hukukçular, tıpçılar, mühendisler, ideal siyasetçiler, Belediye başkanları, muhtarlar, ideal sporcu velhasıl her meslek dalında işini özümsemiş ve hizmetkarlığı esas almalarını istemiştik. Verdiği sözde duran, işini zamanında en güzel şekilde teslim eden, ideal meslek erbapları yetiştirmeliyiz” demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım. Ne kadar mesafe katettik?

“Özel sektör ve kamu imkânlarından yararlanılarak, memleketimizde bir eğitim seferberliği başlatmalıyız. Bu konuda görevli kuruluşlar kendiliğinden harekete geçebilmelidir. Milli Eğitim, Halk Eğitim, Mesleki Eğitim, Kaymakamlık, Belediye, Yüksek okul ile iş birliği ve sivil toplum örgütleriyle ortaklaşa programlar geliştirmeli, her meslek dalı için yarışmalar düzenlenmeli ev kadınlarımız dahil başarılı olanlara sertifikalar verilmeli ve ödüllerle kaliteli hizmet teşvik edilmelidir” demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım. Ne kadar mesafe katettik?

“Maalesef Kurumlar arasındaki koordinasyonsuzluk, birimler arasındaki organizasyonsuzluk, lider ve yönetici görünümlüler arasındaki iletişimsizlik ve her biri kendi makamını bütünün bir parçası olmasını unutup gizli bir rekabet alanı olarak görmesi, ben her şeyi bilirim diyen istişareye değer vermeyen cehalet uzmanları, her türlü kamu ve özel sektör işletme yöneticilerinin bir hedef etrafında birleşme yetilerinin eksikliğini ve gayretsizliğinin toplumumuza nelere mâl olduğunu görmeye ve yaşamaya devam etmekteyiz” demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım ne kadar mesafe katettik

“Ticaretimizin kurallarını yeniden gözden geçirmeliyiz. Verimlilik, süreklilik ve kalite önceliğimiz olmalıdır. Hani meşhur bir atasözümüz vardır. “Parmağınızda balınız olsun, Hindistan’dan arı konar” diye. Yeter ki işimizin gereği olan yeniliklere ayak uyduralım. Dillerimizi tatlandırıp, suratlarımızı tebessüme alıştırmalıyız. Ahlaki değerlerimizi yeniden tanzim etmeli ve hayata geçirmeliyiz” demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım. Ne kadar mesafe katettik?

“Hizmet alışkanlıklarımızı gözden geçirmeli, yerli yabancı kime hizmet sunuyorsak, pazarlıyorsak, bunu yalnız kendi o anlık kârımız ve o anki haletiruhiyemiz içindeki halimizle değil bilinçli bir şekilde ne için ne istediğini bilen bir halde hareket etmeliyiz. Yaptığım her işte, her ticarette, hizmet ve mal üretimimizde ve bunları sunuş şeklinde, her sözümüzde ve davranışlarımda Bolvadin içinde, Bolvadin dışındaki Bolvadinlilerin tüm değerlerinin sorumluluğunu taşıyorum” diyebilmeliyiz demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım. Ne kadar mesafe katettik?

“Bizler Bolvadinli olarak geniş bir aileyiz. Nazik ve kibar Bolvadin Türkçesini ve asil davranış ve duruşumuzu evimizde, okulumuzda, çarşımızda, pazarımızda, işimizde hissederek ve hissettirerek hayatlandırmalıyız. Ağzımızda küfretmenin her çeşidini ve argo kelimeleri birbirimizle şakalaşırken dahi kullanmamaya özen göstermeliyiz. Hafızalarımızı bu tip kelime ve kelimelerden arındırmalıyız demiştik.” Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım. Ne kadar mesafe katettik?

“Hareketlerimiz, davranışlarımız düzgün insani değerlerle örtüşen, mütevazı, saygın bir tarzı kendimize yakıştırmalıyız. Bizim davranışlarımızla örtüşmeyen, başıboş, haylaz delikanlı, kabadayı, serseri, hayta, külhani davranışlar şehirli bir gençliğin karakterini asla yansıtmaz. Bu tip davranış kalıpları artık toplumumuzda hoş görünmüyor. Her yerin örfü, adeti farklı farklıdır. Bizim kültürümüzde zeybek vardır. Malum yöremizde kaşıkla oynanır. Her bir hareketin ayrı bir anlamı ve dili vardır. Efelik yapmak istiyorsak, sokakta, pazarda, caddede değil Allah korusun düşmana karşı savaş meydanında kendi şecaatimizi göstermeliyiz. Yiğitlik, mertlik, delikanlılık ritüellerini buralarda sergileyebilmeliyiz” demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım. Ne kadar mesafe katettik?

 “Hepimiz gönüllü bir Bolvadin temsilcisi hüviyetini taşımalıyız. Anadolu’nun pek çok yerinde bu sinerjiyi gerçekleştiren toplumlar vardır. Ankara Beypazarı, Karabük Safranbolu güzel örneklerdir. Merak edenler için oraları bir gidip görmelerini isterim. Yedi yaşındakiyle yetmiş yaşındaki her bir birey kendi memleketlerinin örfünü, adetini yaşarken aynı zamanda o yörenin ürününü pazarlarken top yekûn bir şehir markası oluşturuyorlar. O bölgelerin yerel yönetimleri ve vatandaşları bunu hep birlikte başarmışlar, bizlerde başarmak zorundayız” demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım. Ne kadar mesafe katettik?

 “Bizlerde Bolvadinliler olarak vizyon geliştirmeliyiz. Her bir Bolvadinli, Bolvadin de yöneticilik yapan, Bolvadin’i temsil eden herkes bir misyon yüklenmelidir. Şahsen hayalimdeki Bolvadin, Yüzde yüzü okumuş ve meslek sahibi olmuş bir şehir, gelişmiş ekonomisi, modern şehir görüntüsü, çalışan ve üreten insanlar, göç veren değil alan bir kent, kalifiyeli ve kaliteli bir nüfus, mezunlarını üniversiteye yerleştiren eğitimciler, eğitilmiş iş gücünü değerlendiren işletmeler, yardımlaşan ve dayanışan insanlar ve müesseseler, her kesimce paylaşılan sevinçler ve kederler, çevresine model bir topluluk. Hiçbir konuda ve hiçbir ortamda ümidini yitirmeyen, hiçbir zaman doğruluktan şaşmayan birbirleri hakkında kötü zanla yaklaşmayan güzide topluluk. Hiçbir zaman aralarındaki kin ve husumeti barındırmayan muhabbet insanları, her zaman birçok ortak paydamızın şehrimizin ve insanlarımızın görünmeyen sigortası olduğunu fark etmek, her türlü baskı ve taassuba kapalı aydın ve erdemli bir topluluk. Bolvadinlilerin ortak menfaatini kendi şahsi menfaatinden daha ileride gören hamiyetperver ve kadirşinas bireyler oluşturmalıyız” demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım. Ne kadar mesafe katettik?

“Seçme müessesesinin temsilcileri de ki bu halkımızın bizatihi kendisidir. Kimi hangi özelliği ile, hangi ilmi, hangi kültürü, hangi kabiliyeti, hangi mesleği, hangi ahlaki vasıfları ile, hangi şahsiyeti ile nereye temsilci seçtikleri ’nin sorumluluğu içerisinde hareket etmelidirler “Şüphesiz ki Allah, size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman, adaletle hükmetmenizi emrediyor.” (Nisâ, 4/58) buyurulmaktadır. Bu, devletin başından bir hizmetliye varıncaya kadar idarî sistemin her kademesi için geçerli ve tazeliğini hiçbir devirde kaybetmeyen ilâhî bir emir ve ikazdır. Kendine sahip olamayan, ruhu cesedine, kalbi nefsine, aklı midesine hükmedemeyenler, hayatı sadece yeme, içme, eğlenme, para göz koltuk sevdalısı, makam perest çerçevesinde düşünen kişilerin başa geçmesi, idarî işlerin ağırlığını yüklenmesi uygun değildir. Çünkü bu vasıfları taşıyanlar iş başına getirildiği takdirde, önce o memleketin huzuru kaçar ve kıyameti kopar demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım. Ne kadar mesafe katettik?

 “Seçimle yönetim organizasyonu gerçekleşen kurum ve kuruluşlar içerisinde Cumhurbaşkanından, Milletvekiline, Belediye Başkanından, Belediye Meclisine, encümenine ve kooperatiflerimizden tüm tüzel hüviyetli işletmelerimizin yönetim kurul üyelerine, muhtarlarımıza, cami, çeşme yaptırma derneklerimize, vakıflarımıza tüm organizasyonlarımızdaki seçilenler sorumluluk bilinciyle, vizyoner ve amaç birlikteliği içerisinde olmalıdır” demiştik.  Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım. Ne kadar mesafe katettik?

 “Seçilenler dünya da ve ahirette hesap verebilme hassasiyeti ve bilinci içerisinde olmalıdır.  Ne alırımın ötesinde ne verebilirim, gücü makamdan veya mevkiden alanlardan mıyım.? yoksa bulunduğum makama değer katanlardan mıyım?  sorusunu kendi aklına, vicdanına ve ortaya çıkardığı eserlerle cevabını bulabilmelidirler” demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım.  Ne kadar mesafe katettik?

“Müesseseler, şirketler, vakıflar, dernekler, kooperatifler, siyasi partiler, belediye ve sivil toplum örgütleri olarak, Güçlü yönlerimiz, Zayıf Yönlerimiz, Fırsatlar ve Tehditlerin bir analizini yapmak durumundadırlar. Bizim Güçlü yönlerimiz, zayıf yönlerimiz birey olarak da şirket olarak da Bolvadinli olarak nedir. Birçok maddi ve manevi varlıklarımız her yönüyle tahlil edilmelidir” demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım. Ne kadar mesafe katettik?

“Tecrübenin kaynağı insan ömrü olmakla birlikte Akıl, bilgi, irade ve kararlılıktır. Hamiyet ve Hizmet bunların senteziyle gerçekleşir. Hizmetin gayesi de hak ve halk için yapılanıdır. Toplum olarak ekonomik sosyal ve kültürel gelişmede başarının sırrı, toplumun tüm bireylerinin birlik ve beraberlik içerisinde organize olmaları ve ortak hedeflere ulaşmak için çalışmalarıdır.” demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım. Ne kadar mesafe katettik?

“Heba edilen sermayeler, verimsiz mesailer, kullanılmayan kaynaklar, istifade edilmeyen akıllar, ortaya konulamayan yürekler, aranılamayan haklar, sorulamayan gerçekler, becerilemeyen projeler, üstlenilmeyen sorumluluklar, taşın altına sokulmaktan imtina edilen eller, gösteriş budalalığı, bir adım önde olma heveskârlığı, kartvizit koleksiyoncuları, bende olmayan sende de olmasın zihniyeti, sende varsa bende niye yok bencilliği, vs.…gibi duygulardan arınmalıyız” demiştik. Dönüp etrafımıza bakalım ve kendimize soralım.  Ne kadar mesafe katettik?

Bu zamanki manevi düşmanlara karşı verilecek mücadele 24 Eylül 1921 öncesindeki gibi ortaya konulan, ortak tavır, ortak akıl, ortak bilgi, ortak irade ve ortak kararlılıkla karşı koyup yekvücut her alanda taarruza geçme vaktidir.

He yaşta, her cinste, bireyin kendisini geliştirme yeteneklerini teşhis etme, onları öne çıkarma yaşadığı toplumun hizmetine sunma vaktidir.

Karınca misali de olsa iyiliğe, doğruluğa, dürüstlüğe, erdemli düşüncelere omuz verme, bununla birlikte her türlü kötülüğe, art niyetliliğe, hasetliğe, fesatlığa, tembelliğe, cehalete ve bilgisizliğe karşı tavır alma vaktidir.

Hem de hiç vakit geçirmeden el ile dil ile kalp ile ruh ile bu kutlu yürüyüşü her kurumun, her sorumlu makamda bulunan veya bulundurulan yönetici veya idarecisinden tüm çalışanlarının, esnafından, zanaatkarına, patronundan işçisine, amirinden memuruna, evin ana ve babasından çocuklarına eğitimcisinden öğrencisine kısaca toplumun her ferdinin kendi dünyasında bir yenilenmeyi, başlatabilme ve Bolvadin ‘in sosyal, ekonomik ve kültürel kodlarını yeniden yazma vaktidir. Vesselam

29 Ekim 2023

Hasan DOĞRUYOL

BOL-DAV BOLVADİNLİLER DAYANIŞMA VAKFI

Kurucular Kurulu Üyesi ve Yönetim Kurulu Başkanı

Değerli Hasan DOĞRUYOL Beye, Bol-Dav'ın "24 Eylül Ruhunu Yeniden Ayağa Kaldırmak İçin Bolvadin'i Düşünme Vakti. Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Kodlarımızı Yeniden Yazalım mı? "projesine verdikleri fikir, destek ve önerilerinden dolayı teşekkür ederiz.

BOL-DAV BOLVADİNLİLER DAYANIŞMA VAKFI

Paylaş