Silmek İstediğinize Eminmisiniz ?

Eminseniz Lütfen Evet'e Basın.

WhatsApp: +90 552 455 13 03       Telefon: +90 552 455 13 03



KOPYA- EĞİTİM VE İHANETİN BEDELİ

KOPYA- EĞİTİM VE İHANETİN BEDELİ

Pusulasız bir halde girdik yeni yüzyıla, Daha ilk aylardan başlayarak, dünyanın hepten çivisinin çıktığını düşündüren kaygı verici olaylar meydana geliyor; üstelik bunlar birçok alanda birden gerçekleşiyor. Entelektüel dünyanın, finans dünyasının, iklimin, jeopolitiğin, etiğin çivisi çıkmış durumda.” *Emin Malof ’un Çivisi Çıkmış Dünya.

Eğitim düzeyinin istenilen seviyeye yükselmemesinin nedenleri arasında kopya ve eğitim ilişkisi ve sonucun nasıl bir ihanet ve bedelinin olmasına dair üçlemenin kısa bir analizi yapılmaya çalışılacaktır. Eğitim de ölçme değerlendirme sonucu başarı düzeyinin düşük olması kopya yapan ve kopyaya göz yumanların varlığıdır. Bilinmelidir ki bu alışkanlık insanlığa ihanettir.

Güney Afrika ’da bir Üniversitenin girişine yazılan bir yazıda; “Bir ülkeyi yok etmek için atom bombası veya uzun menzilli füzelere ihtiyaç yoktur. Bunun için eğitim seviyesini düşürmek ve kopya çekilmesine müsaade etmek yeterlidir” yazılmıştır.

Bunun sonucunda Hastalar “Doktorların” elinde can verir. Binalar “Mühendislerin” elinde çöker. Para “Ekonomistlerin” elinde yok olur. İnsanlık “Takiyyecilerin” elinde ölür.  Adalet “Hakîmler Elinde” yok olur.

Kopya çekmek, bir zihniyet ve ahlâk problemidir. Zira sınavlarda kopya çekmeyi alışkanlık haline getiren bir bireyde, kimse görmediği takdirde vergi kaçırılabilir veya devlet malı izinsiz alına bilir düşüncesi hâkim olabilir. Eğitimin temel amacı, milli ve manevî değerleri içselleştirmiş, ülkesini seven, kişilik ve karakter sahibi ahlâklı insanlar yetiştirmektir. Kopya çekmek, eğitim kurumlarının ve eğitimcilerin etkinliğini zayıflatır.

Hak etmediği halde kopya çekerek bir üst eğitim kademesine yükselen bir bireyin, daha sonraki eğitim düzeyinde veya iş hayatında gayr-ı ahlâkî bazı tutum ve davranışlar sergilemesi muhtemeldir.  Kopya çeken kişilerin bir üst eğitim düzeyine yükselmesi ya da mezun olup bir işe yerleşmesi, başarılı öğrencilerin ve öğretmenlerin/öğretim elemanlarının moral ve motivasyonunu bozar; insanların eğitim kurumlarına ve eğitimcilere, bilime olan saygınlığını azaltır.

Kopya çekmek bir emek hırsızlığıdır. Kopya çekmek hukuka ve ahlâka aykırı yanlış bir davranıştır. Bu yanlışlığın bilinmesine rağmen, eğitim çağındaki genç insanların önemli bir kısmının böylesine olumsuz bir davranışa meyletmeleri, gelecekte bireysel, toplumsal ve kurumsal sorunlara neden olabilir. Bilinçli insanlar yetiştirildiğinde, kopya çekmenin yanı sıra, insanlığa, bilime ve İslâm’a ve ahlâkî değerlere aykırı diğer tutum ve davranışlar da azalacaktır.

İdealist öğretmenlerin ve gerçek bilim insanlarının hakkını yememek lazım. Bizim sözümüz öğretmeyen, kopyaya göz yuman veya boş yetiştirilenlere karşı vicdanen sızı duymayanlaradır. Kopyacı eğitimin ülkelerin yanı sıra tüm insanlığa zarar verdiği de unutulmamalıdır. Kopya çekmek kendini yetersiz gören kişilerin başvurabileceği geçici ve faydasız bir yöntemdir. Kesinlikle başarılı ve ahlâklı bir insanın tenezzül edeceği bir davranış değildir.

Kopya çekmek, bir zihniyet ve ahlâk sorunu olmasının yanı sıra emek hırsızlığı ve ahlaksızlıktır. Gençlerimize kopya çekmenin ahlâkî bir zafiyet ve adaletsizlik bilinci olduğu aşılanmalıdır. Bu çerçevede kopya çekmenin önlenmesi veya en aza indirilmesi adına bir gencin not ettiği şu cümleler son derece manidardır: “Kopya çekmeyi önlemek için ahlak eğitiminin daha iyi verilmesi gerekir. Bilinçli bir kişi hiçbir şey bilmese bile kopya çekilmeyeceğini düşünür. Sınıfta hoca olmasa dahi herkes kopya çekse bile o sınav kâğıdına ne yaptıysa onu verir.”

İyi örnekleri mi istiyorsunuz alın size Harran örneği. Dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden birisi “Harran Ekolü” dür. İlkçağdan beri varlığı bilinen Harran Üniversitesi’nde dünyaca ünlü birçok bilginler yetişmiştir. Devrinin en büyük Matematikçilerin ’den, Tabiplerin ’den ve Yunan filozoflarının eserlerini Arapçaya çevirilerinden bahsedilir. Sabit Bin Kûrra, o tarihlerde Dünyadan Ay’a olan uzaklığı doğru olarak hesaplayan Battanî, Yunan filozoflarının aksine maddenin bölünebilen en küçük parçasının müthiş bir enerji ile parçalanarak Bağdat gibi bir şehri yıkabileceğini söyleyen ve böylece atomun mucidi sayılan Cabir Bin Hayyan, din bilgini Şeyh-ül İslâm İbni Teymiyye Harran’daki okullarda yetişmiş dünyaca ünlü alimlerden.

Dünyanın ilk Üniversitesi olan Harran Üniversitesinin girişine yazılan bir yazıda; “Aklı karışan, Yolunu şaşıran buradan girsin” yazılarak bilimin cehalete karşı yol gösterici olduğu, kafa karışıklığını giderdiği ve doğru yolu bulmada yardımcı olduğu ifade edilmiştir. Teknolojiyi çalan, casusluk yapan ve kopyalayan gelişmiş ülkelerin biri birini taklit eden bilim insanlarının kulakları çınlasın. Atomun mucitlerinin neslinden gelmenin gururunu hep birlikte yaşamalıyız.

Sasani sülalesinden, Behram-ı Gûr adıyla meşhur padişah bir gün, can sıkıntısını gidermek için ava çıkar. Av dönüşü susar, su bulmak için dolaşmaya başlar. Bir duman görür ateşin olduğu yerde söndürmek için suyun da bulunabileceğini düşünür, dumanın çıktığı yere doğru gider. Yaşlı bir çoban ateş yakmış kuzu çevirmektedir, aynı mekânda sarı tüylü bir köpek de ağaçta asılı durmaktadır. İhtiyar, azığını paylaşmak üzere padişahı buyur eder. Padişah önce köpeğin ağaçta asılı durmasının sebebini söylemesini ister. Çoban, köpeğe sürüyü emanet ettiğini anlatır.

Bir gün sürüyü sayar ve yedi koyunu eksik çıkar. Bir hafta sonra koyunları tekrar sayar, sürü yine eksik çıkar. Sürüye bekçilik eden sarı köpeğine rağmen koyun ve kuzuların sayısı her gecen gün azalır. Bir gün sürüyü gözetler, dişi bir kurt köpeğin yanına gelir ve çiftleşirler. Köpek bir kenara çekilince kurt da rüşvet olarak sürüdeki en semiz koyunu seçip yer. Bu olay birkaç kez tekrarlanır. Sonunda çoban köpeğini yakalar ve şehvetinin esiri olduğu, sahibine ve sürüye ihanet ettiği için onu ağaca asar. Behram bu olaydan bir ders çıkartarak sarayına gider ve ihanet edenleri sarı köpek gibi asarak cezalandırır. * Nizami-i Gencevi’nin Heft Peyker adlı mesnevisinde geçen Enderz Girifteni Behram ez Şeban başlıklı hikâyeden alıntı.

Sonuç olarak eğitim, kopya ve ihanetin cezalandırılması üzerine bir analiz yaparak kopyacı bir eğitim olamayacağını, internetin yaygınlaşmasıyla kolaycı bir anlayışın özellikle kopyalama alışkanlığının gençler arasında yaygınlaştığını ancak bunun bilimsel çalışmalarla aşılabileceği eğitimcilere bu konuda büyük görevler düştüğü ifade edilebilir.

Harran’da bilimin zirvesi, Güney Afrika’da kopyanın atomdan daha tehlikeli bir alışkanlık olduğu ve boş bir neslin nasıl oluştuğu ve insanlığa nasıl zarar verebileceği gerçeği ve ihanetin bir karşılığı olması gerektiği üzerinde duruldu, Behram’ın ihanet edenleri cezalandırmak için ilham kaynağı olan sarı köpek hikâyesiyle umarım zihin haritamızda kopya eğitim ve ceza ilişkisi daha iyi anlaşılmıştır.

Gelecek nesillerin kopyasız bir eğitim almasıyla eğitim başarı düzeylerinin yükseleceğini, çevrenin merkezi sınavlarda en başarılı ilçesi haline gelmesini, ihanet edenlerin de bedel ödemesi gerektiğini düşünerek, yeni eğitim öğretim yılının başarılı olması temennisiyle.

                                                                                                                                                                                        20 Eylül 2023                    Öğr. Gör. Carullah SÜER

  AKÜ Bolvadin MYO

BOL-DAV BOLVADİNLİLER DAYANIŞMA VAKFI

Paylaş