Silmek İstediğinize Eminmisiniz ?

Eminseniz Lütfen Evet'e Basın.

WhatsApp: +90 552 455 13 03       Telefon: +90 552 455 13 03



Eğitimci, Araştırmacı, Yazar Değerlerimiz İsmet KAPUSUZ Kimdir:

Eğitimci & Araştırmacı &Yazar Değerlerimiz

İsmet KAPUSUZ Kimdir:

1952 yılında Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçesinin Ortakarabağ köyünde dünyaya gelmişim.

İlkokulu köyümde, orta ve liseyi ilçemde okudum. 1977 yılında Erzurum Kâzım Karabekir Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünden mezun oldum

Kahramanmaraş / Elbistan İmam Hatip Lisesi, Afyonkarahisar /Sultandağı Lisesi, Denizli/Yatağan İlköğretim Okulu, Denizli Fatih İlköğretim okullarında öğretmenlik ve idarecilik görevlerinde bulundum.

1997 yılında Milli Eğitim Bakanlığınca yurtdışındaki yurttaşlarımızın çocuklarının Türkçe kültür derslerini okutmak üzere beş yıl Almanya’da öğretmen olarak görevlendirildim. Bu esnada Almanca öğrenerek Alman eğitim sistemini inceleme fırsatı buldum. Almanya’da eğitim alanında çeşitli konferanslar verdim.

2002 yılında yurda dönüş yaparak Denizli Kâzım Kaynak Lisesinde edebiyat öğretmenliğine başladım. 2007 yılında Denizli Milli Eğitim Müdürlüğünde çeşitli eğitim projeleri üzerinde çalışarak çok sayıda idareci ve öğretmene seminerler ve konferanslar verdim.

2009 yılında emekli oldum. Eğitim üzerine yazma ve araştırma çalışmalarım devam etmektedir. Evli ve üç çocuk babasıyım.

Yayımlanmış eserleri:

1-Zeynep’e Masallar, Karagöz ve Skeçler

2-Birinci Cemre

İletişim e-posta: ismetkapusuz@gmail.com

ZEYNEP’E MASALLAR, KARAGÖZ VE SKEÇLER –ARKA KAPAK YAZISI

Ben öğretmen bir yazarım. Bu çalışmamla 40 yıla yakın bir zaman diliminde ana kucağından eğitim ocağına taşınan yavruları gözlemledim. Onlara bir şeyler öğretirken onlardan aslında çok şey öğrendim. Bu kitapta hem öğretmen, hem anne-baba, hem de dede olarak üçlü bir bağla örülmüş çocuk eğitimiyle ilgili cümleler göreceksiniz.

Çocuğun midesine giden yiyeceğin temiz ve hijyenik olması gibi kalbi ve beynine giden bilgilerin de sağlıklı olması gerekir. Bu yüzden hem ebeynler hem de öğretmenler çocuğun eline tutuşturulan her kitabı değil en azından belli yaşa gelinceye kadar kitaplar ve içerikleri hususunda dikkatli ve seçici olmalıdır.

Bu kitapta hayata sağlam temellerle hazırlanan çocuklar için hayatın gerçekleri masal tadında, Karagöz lezzetinde, tiyatro nefasetinde ele alınıp ilmik ilmik işlenmiştir. Bu kitap aslında çocuklar tarafından yazılmıştır desem daha isabetli olur. Torunlarımın çocukça söyleyişleri ilham kaynağım olmuştur. Domatese dotemes, saklambaca kaçlambaç, günaydına daydın derlerken şekillenmiştir. Kitabı okurken çocukların hayal dünyasında huzur soluyacak, gönül bahçelerinde tebessüm çiçekleriniz açacaktır.

İlk ve ortaokul öğrencilerinin keyifle okuyabileceği, öğretmenlerin sınıf içinde ve okul etkinliklerinde kolayca ve güvenerek işleyeceği, derslerini kuruluktan ve yavanlıktan kurtaracak masal, Karagöz ve skeçlerin hepsi bu kitapta…

ZEYNEP’E MASALLAR

İÇİNDEKİLER

1-Zeynep Parkta

2-Kınalı

3-Sevimli Enik

4-Bilge Dede

5-Fatma Nur Bebek

6-Parmak Çocuk

7-Yamazan ve Tüleyman

8-Saf Hasan Ali

9-Ters Kız

10-Özellikleriyle Hayvan Tekerlemeleri

11-İki Mustafa

12-Zeynep ve Emir’in Dede Ziyareti

Bu eseri bana ilham kaynağı olan sevgili torunlarım Zeynep, İsmet Emir, Esma ve

Elif’in şahsında ırk, cins ayırt etmeden tüm çocuklara ithaf ediyorum.

MASALLAR HAKKINDA ANNE BABALARA ÖNSÖZ

Atalarınızı değiştiremezsiniz. Fakat torunlarınızla ilgili bir şeyler yapabilirsiniz.

W.Izzaro Bu masalları yazmama yukarıdaki sözün etkisi çok olmuştur. Çocukların çok zengin bir hayal dünyaları vardır. “Masal için, çocuğun hayal dünyasının orta yerine kurulan bir tiyatro sahnesidir” derler. O sahnede, çocuklar gerçek dünyada çoğu kere şahit olamadıkları iyi, güzel ve doğru örneklere şahit olurlar.Çocuk demek masal demektir. Masal gibi bir hayat için masal dünyasına yani çocukların dünyasına girmek gerekir. Pırıl pırıl, saf, temiz, kirlenmemiş, kirletilmemiş masumane dünyalarına… O dünya hep güzelliklerle ve çiçeklerle süslüdür, doludur. Çiçeklerin güzel kokması için suyunun temiz olması gerekir.Çocuklar masalla büyür, büyükler masalla çocuklaşırlar. Masallar hep birbirine benzer ama her ülkenin masalı o ülkenin özelliklerini taşır.

Çocuklarda temel davranış biçimleri daha çocukken şekillenmeye başlar. Ahlak gelişimi de çocukluk çağlarında kendini gösterir. Bu yaşlarda ailenin çocuğa  yaklaşımı çok önemlidir. Özellikle 2–10 yaş arsındaki çocuklar aile büyüklerince belirtilen kuralları mutlak, sabit ve değişmez olarak algılarlar.Çocuğun ahlaki gelişimi desteklemek için yapılabileceklerden en iyisi, kahramanları bizden olan masallardan, hikâyelerden, filmlerden yararlanmaktır. İyi ile kötünün çarpışmasını ve sonunda iyinin kazandığını göstermek çocuk için “iyiliği”, “kötülüğü” somutlaştıracaktır. İyinin kazandığını görerek iyiliği öğrenmesi kolaylaşacaktır. İyi ve güçlü olan masal kahramanlarıyla çocuklar kendilerini özdeşleştirecekler, model alma yoluyla ğreneceklerdir. Masallar çocuklara yön ve istikamet kazandırır. Çocuklar masallar ayesinde değerli olanı, ahlaklı olmayı ve bilgeliği en kısa ve en etkili yoldan öğrenirler.

Yetişme dönemlerinde çocuklarımıza milli, manevi değerlerimizi kazandırırken kılı kırk yararcasına incelemek, irdelemek gerekir diye düşündüm. Bu nedenle Mehmet Akif’in Asım olarak sembolleştirdiği geleceğin Türk genci misali ben de ilk torunum olan Zeynep’i sembol olarak, model olarak seçtim. Zeynep’in şahsında tüm torunlarımızı ve tüm yavrularımızı hayata hazırlarken, onların iyi bir insan olmaları yönünde bu masallar içinde satır aralarına mesajlar sıkıştırdım. Bu masallarla bize mahsus hasletleri davranış olarak daha kolay ve kalıcı şekilde yavrularımıza kazandırabiliriz.

Yani çiçeklerin köklerini temiz sularla sulayarak hem güzel kokmalarını hem de görüntüleriyle güzel olmalarını arzuladım.Peygamber Efendimiz’in güzel ahlakıyla bezenerek şefaatine nail olmalarını yüce Rabb’imden niyaz ettim. Atalar, otu çek köküne bak derler. Bu söz asaleti anlatır. Asil olmak için asaletli olmak gerekir.

Kitap üç bölüm halinde tasarlanmıştır.

1.Bölüm: Masallar

İyilik, doğruluk, mertlik, dürüstlük, büyüklere saygı, küçüklere sevgi, merhamet gibi nice faziletleri çocuklara davranış olarak kazandırırken ebeveynler ve eğitimciler epeyce zorluk yaşarlar. Bu konuda özellikle genç anne-babalar acaba yavrularımızı yetiştirirken yanlış bir şeyler yapar mıyız diye tedirgindir, kaygılıdır. Bu çalışmamla onlara destek ve yardımcı olmak istedim.

2.Bölüm: Karagöz

Çocuklar buradaki metinleri seslendirmek suretiyle sesin anlamına uygun olarak doğru yerde ve doğru şekilde kullanımını gerçekleştirmiş olacaktır. Hazırladıkları bu metinleri seslendirerek ve gösterimini yaparak bir işi sonuçlandırmak ve başarmış olmanın hazzını yaşayacak; çalışmalarını başkalarıyla paylaşarak bilginin evrenselliğine katkıda bulunacaktır. Öğrencilerimiz aynı zamanda bu çalışmaları sürdürerek ve canlı tutarak; ata mirasımız olan Karagöz ve Hacivat’a başkaları bizimdir diyerek tapu çıkarmadan asıl sahibinin Türk Milleti olduğunu göstermiş olacaktır.

3.Bölüm: Skeçler

Özellikle Tiyatro Kulübü çalışmalarında neler yapabiliriz sorusu karşısında kara kara üşünen meslektaşlarım ve öğrencilerimiz bu çalışmalardan oldukça istifade edeceklerdir. Neticesinin hayırlara vesile olması dua ve niyazıyla…

İsmet KAPUSUZ

Haziran 2022

BİRİNCİ CEMRE

ÖNSÖZ

Bir dostla asansörde karşılaştığımızda “Abi sen zekâtını veriyor musun? “ demesiyle irkildim. “Zekât verecek kadar zengin değilim ama bütçemin el verdiği ölçüde hayır hasenatımı yaparım” dedim. “Ondan şüphem yok, benim zekâttan kastım ilminin zekâtı” dedi. Bu diyalog ile başladı yazma hikâyemiz. Çok geçmedi öğretmen kökenli medya tecrübeli bir başka dost çaldı kapımızı. Abi sana ihtiyacım var. İnternet gazetesi kurdum, köşe yazıları yazar mısın teklifiydi ziyaret sebebi? Asansördeki diyalog eyleme dönüşüyordu artık, hayır diyemedim.

Bu kitapta okuyacağınız yazılarım hayatım boyunca ibretle bakıp hikmete  dönüştürmeye çalıştığım tecrübelerim ışığındaki gönülden damlalardır. Testinin dışına sızan içindekilerdir misali benim de yüreğimden sızanlardır satırlara dökülen. Yazılarımda eğitimci ve toplumcu bakış açısıyla olayları irdelemeye çalıştım.Cemil Meriç’in dediği gibi “ etimin eti, kemiğimin kemiği” diyebileceğim düşünce kırıntılarımla güllere damla damla su vermeyi şiar edindim. Yunus Emre’nin içindeki aşkla dergâha eğri odun taşımadığı misal, hayatım boyunca eğriliklere fırsat vermedim, vermemeye özen gösterdim.

Kitapta okuyacaklarınızın hani, “Söylesem beni öldürürler, söylemesem ben ölürüm “ cinsinden olmasalar da “Yazsan ne olacak, yazma gitsin” diye ihmal edilmeyecek cinsten fikir kırıntıları olduğunu düşünüyorum. Ve diyorum ki, “Yazmasam ne olacaktı,yazayım gitsin de belki sinelerde yer eder.” Kitabı okurken ele aldığım konularda kendinizi bir dostla çay kahve eşiğinde koyu sohbet eder gibi hissedeceksiniz. Türk mutfağının yiyen için kendine mahsus bir

damak zevki olduğu gibi, Türk insanının da gönül dünyasının sohbet kültüründe bir “muhabbet zevki” vardır. Kıvamında yapılırsa bu sohbet, hele dostlar arasında olursa tadından yenilmez olur. Bu tat ve kıvamda sosyal, kültürel, eğitim, gelenek, töre, haslet ve daha pek çok konuda kırkambar turşusu veya türlü yemeğine benzettiğim yazılarım ile siz benimle olmasa bile ben sizlerle, Anadolu insanının her rengiyle adeta sohbet ediyorum. Birikimlerimi, tecrübelerimi yararlı olacağı düşüncesi ve hayırlı olacağı inancıyla sizlerin takdirine sunuyorum.

İddialı değilim, bahçıvanın bahşişi armuttan olur esprisiyle dağarcığımdaki azığımı sizlerle paylaşıyorum. Yıllarca not takdirini bir eğitimci olarak bizler yaptık. Şimdi not takdiri siz değerli okuyucularda… Gayret bizden tevfik Allah’tan…

İsmet Kapusuz

Haziran 2022

İÇİNDEKİLER

1. ANDIMIZ ÜZERİNE

2. HAK VE HAKKANİYET

3. CENAZE KÜLTÜRÜMÜZ

4. GELECEĞİN DEVLET VE BİLİM ADAMLARI

5. GELECEĞİN DEVLET VE BİLİM ADAMLARI

6. YATAĞAN

7. EZGİ

8. ÇANAKKALE GEZİSİ VE TARİH ŞUURU

9. KÜÇÜK DETAYLAR-1

10. KÜÇÜK DETAYLAR 2

11. ELE BAKIŞ

12. ALTINDERE VE MOLLA AHMET KÖYLERİ

13. DAYAMİŞLAR MATEMATİĞÜ

14. SÜT ÇAĞRIŞIMLARI

15. NASRETTİN HOCA’YA SORULAR

16. BAYRAMLARIMIZ BAYRAM GIBI OLSUN

17. EMLAKÇILIK VE EMLAKÇILAR

18. OKUL PİYESLERİ

19. BİR KOCA REİSİN ARDINDAN

20. GELECEK YIL OKULLAR 3 DÖNEM OLACAK

21. NASRETTİN HOCA’YLA HASBİHAL

22. BABALAR VE EVLATLAR

23. BİZİM ORALARDAN

24. TEKNE ORUCU

25. EHLİYETTE YENİ DÖNEM BAŞLAYACAKMIŞ

26. TÜ TÜ TÜ MAŞALLAH

27. SAKLANAN YÜZLER

28. MEDYA VE İLETİŞİM ARAÇLARI

29. OKULLARDA ŞİDDETİN TEMEL NEDENLERİ

30. OKULLAR AÇILIRKEN EĞİTİMİMİZE BAKIŞ

31. GÖNÜL YORGUNLUĞU

32. OKULLARDA SEÇMELİ DERSLER

33. SOSYAL DOKU GEVŞEMESİ

34. İKİ YAKLAŞIM FARKI

35. EĞİTİMDEN NELER BEKLEMELİYİZ?

36. HAYATIN İÇİNDEN

37. BU MASAL BAŞKA MASAL

38. DİL VE EDEBİYAT ÖĞRETİMİ ÜZERİNE

39. DEĞİŞEN TOPLUMLAR VE YÖNETİM ANLAYIŞLARI

40. NOTA NOTLA CEVAP

41. SERDEN GEÇEN SERDENGEÇTİ

42. İŞ HAYATI VE SOSYAL HAYAT

43. BEHLÜL DÂNÂ YA DA BEHLÜL DİVANE

44. ÇOCUKLARA OKUMA ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMA

45. “SÖZ MÜ?” “SÖZ”

46. ANNE VE KADIN TİPLERİ

47. TARİHİN HAFIZASI

48. DEDEDEN BABADAN MİRAS NASİHATLER

49. ÇOCUKLARIMIZ NEDEN OKUSUN?

50. DAMLADA DERYAYI GÖREN MEVLANA

51. DEYİM HİKÂYELERİ

52. TEKNOLOJİ KULLANIMI VE ÖĞRENCİLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

53. MEHMET AKİF’İ ANARKEN

54. SEFERTASIYLA SEFER YAPANLAR

55. DEĞERLER EĞİTİMİ ÜZERİNE 1

56. DEĞERLER EĞİTİMİ ÜZERİNE 2

57. DEĞERLER EĞİTİMİ ÜZERİNE 3

58. GÜNEYDOĞU İZLENİMLERİM

59. GÜNEYDOĞU İZLENİMLERİ VE MEMLEKET MANZARALARI

60. CAMİLERİMİZ VE DİN HİZMETLERİMİZ

61. DİN HİZMETLERİMİZ

62. HUTBENİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

63. DİN HİZMETLERİMİZE BAKIŞ

64. CAMİLERİMİZDE VE DİN ADAMLARIMIZDA GÖRMEK İSTEDİKLERİMİZ

65. HELE”Lİ CÜMLELER

66. ÜÇ KADIN, BİR ÖMÜR

67. KIRK YILLIK DOSTLUK

68. ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM TÜRKÜSÜNÜN HAZİN HİKÂYESİ

69. KÂĞITTAN OKUMA

ARKA KAPAK YAZISI

Yorgun ve isteksiz yaşıyor kalabalıklar hayatı.

Çünkü iç dinamiklerini kaybetmişler.

Enerji kesintisi var adeta ruhlarda.

Akıl "tutulmaları" yaşanıyor.

Ülkede güneş herkes için doğmuyor, geceyi delerek gelen yıldızlar herkese göz

kırpmıyor. Başarının dilini çok iyi bilmiyoruz.

Çünkü öğrenmek istemiyoruz.

Çünkü harekete ambargo koymuşuz.

Hareketsiz hayattan, çabasız, sebatsız başarı bekliyoruz. 

***

“Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek

Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek” diyen milli şairimiz Mehmet Akif’in dediği

gibi hakikat olarak gördüğüm düşüncelerimi okurlarla paylaşıyorum bu kitapta…

Baş döndürücü bir hızla ilerleyen küresel dünyada ve insanlığı ayakta tutan değerlerimiz ve değer yargılarımız üzerine bir eğitimci gözüyle siz okurlarla söyleştim her bir yazımda.Bazen siz anlattınız bazen ben ama anlattığımız hep insanımızdı, insanlığımızdı…

KİTAP TANITIMI YAZISI

Ağacın meyvesi olgunlaşınca başını aşağı salar misali bizim de başımızı aşağı saldığımız zaman bu günlere nasip oldu. Gerek görev yaptığım sırada, gerekse emekli olduktan sonra “una dökülen yağ boşa gitmez” anlayışı ile kaleme alıp arşivimde bekleyen çeşitli konulardaki çalışmalarım artık kitaplaşmaya başladı.

Fidanı diken insandır, onu büyüten yetiştiren ise Allah’tır. Meyve verip vermemesi de onun iznine bağlıdır. Her ağacın meyvesi olmaz ama gölgesi olur. Biz öğretmenler de meyve versek de vermesek de mutlaka gölgemiz olur yani. Âcizane benim çalışmalarımı da kitap satırları arasında okuyunca meyve mi gölge mi olduğuna siz okuyanlar karar vereceksiniz. Zevkler ve renkler değişir derler malûm. Okuduklarınız satırlar içinde size ters gelen, eksik gelen, şöyle olsaydı, şöyle yazılsaydı diye düşündükleriniz olabilir. Yapıcı eleştirileriniz benim için gönül hediyesidir. Baş tacı ederim.Sözü fazla uzatmayayım. İyi kızı komşusu, kötü kızı anası methedermiş. Varın siz doğrusunu anlayın.

Flora Yayınevi kilitli duran gönül hanemize anahtar oldu. Arşivimde küllenen çalışmalarımı

kitaplaştırmaya başladı. Şimdi 2 tanesi basıldı. Sizlerin ilgisi, desteği olursa şayet, toplamda 10 kitap hacmindeki çalışmalarım peyderpey kitap olacak, Rabb’im izin verirse, ömrümüz olursa. Zeynep’e Masallar isimli kitabım ilk ve ortaokul seviyesinde eğitici nitelikte bir kitaptır.

Birinci Cemre ise çeşitli konulardaki sosyal, kültürel, toplumsal, edebi düşüncelerimi sizlerle

paylaştığım bir kitap. Her yaşa hitap eder. Ben de böyle düşünüyordum/düşünmüyordum ama deyip kendi düşüncelerinizi mukayese edeceğiniz bir çalışma. (Orta Cemre de yayıma hazır.)

Son söz: Çocukluğumda bir değirmen duvarında okumuştum. “Şikâyetlerinizi bize, memnuniyetinizi dostlarınıza iletiniz.” Saygılarımla…

Değerli Hemşerimize Çalışmalarında Başarılar Dileriz.

BOL-DAV BOLVADİNLİLER DAYANIŞMA VAKFI

Paylaş